BİZİ TAKİP EDİN
facebook instagram youtube Twitter
TR EN

Devrim Meclisi

22.04.2020
Paylaş

Yüz yıl önce, 23 Nisan 1920’de, Ankara’da Türkiye’nin ve Türk halkının kaderini belirleyen tarihi bir adım atıldı. Tüm ülke işgal altındayken Büyük Millet Meclisi toplandı ve işgale karşı örgütlenen Milli Mücadele’ye bir halk hareketi niteliği kazandırdı. Yeni meclis aynı zamanda yeni bir devletin, esaret bağlarından kurtulmuş, bağımsız bir devletin ilk işaretiydi. Kurtuluş Savaşı’nı örgütlemek üzere Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal, Sivas ve Erzurum kongrelerinin ardından Ankara’ya gelmişti. Daha en baştan kurtuluş mücadelesinin meşruiyetini “milli irade”ye dayandırmış ve en müşkül anlarda bile bu meşruiyetten ödün vermemişti. Erzurum ve Sivas Kongreleri, gerek temsil ve toplanma tarzı, gerekse kararları bakımından gerçekte birer halk meclisi niteliğindeydi. 


İstanbul’un 16 Mart 1920’de İngilizlerce ikinci kez sert ve kaba bir şekilde işgal edilmesi ve İstanbul’daki Meclis’in basılıp direniş taraftarı mebusların, bazı milliyetçi subay ve aydınların “savaş suçlusu” olarak tutuklanıp Malta’ya gönderilmesi ve Padişahın meclisi dağıtması üzerine Mustafa Kemal, “olağanüstü yetkilere sahip” bir meclisin Ankara’da toplanması için çağrı çıkardı. Seçimler gizli oy, mutlak çoğunlukla ve oyların tasnifi seçmen meclisleri önünde icra edilerek on beş gün içinde yapılacaktı. Dağıtılan meclisin Ankara’ya gelebilecek üyeleri de yeni meclise katılacaktı. Seçimler, cephelerde savaş devam ederken, isyancılar Ankara kapılarına dayanmışken yapıldı ve Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de toplandı. 


Ankara’da İlk Toplantı

Meclisin ilk toplantısına, Ankara’ya gelebilen 115 mebus katıldı. Meclis binası, 1915 yılında yapılan ve bir süre İttihat Terakki lokali olarak kullanılan, Ankara’nın en güzel yapılarından biriydi. Mustafa Kemal Ankara’ya geldiğinde, yani daha üç ay önce bu binanın üstünde Fransız bayrağı dalgalanıyordu. Biraz ötedeki istasyon binası ise İngiliz askerlerinin karargâhıydı. Şimdi o bayraklar indirilmişti. Toplantının açılışını en yaşlı üye olarak Sinop mebusu Şerif Bey yaptı. Mustafa Kemal, ikinci gün kürsüye çıktı; dört saat süren bir konuşma yaptı. Oy birliğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi reisliğine seçildi. Oradan bütün dünyaya ilan edildi: “T.B.M.M.’nin üstünde bir kuvvet mevcut değildir” ve meclis “milli iradenin en yüksek temsilcisidir”. Öyleyse yeni bir “hükümet teşkil etmek zaruridir”. On bir bakandan oluşan hükümet (İcra Vekilleri Heyeti) 2 Mayıs 1920’de ilan edildi. Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal, aynı zamanda hükümet reisiydi. 


O günlerde çoğu kimse nasıl bir noktaya varıldığını idrak edemiyordu. Yeni meclisin ve hükümetin geçici olduğu düşünülüyordu. Asıl olan şu ki; Meclis toplanıp hükümet kurulduğunda, kimse sözünü etmese de, bunun yeni bir devlet oluşumu olduğu açıktı. Nitekim bir halk hareketi olarak başlayan direniş, birkaç cephede birden savaşacak, işgalcileri ülkeden söküp atacak ve adım adım yeni bir devletin doğmasına yol açacaktı. Yasama meclisi ve yürütmesi, anayasası, siyasal ve hukuksal kurumlarıyla meşruiyetini halktan alan bu yeni oluşum aslında henüz ilan edilmemiş bir yeni devlet idi. Bu yeni devletin ilk meclisi de gerçekte bir devrim meclisiydi.


Kaynak: Kemal Tayfur – Bizİzmir Mart / Nisan 2020